Syd Barrett

Posted by Birileri Beni Sustursun | Posted in | Posted on 03:36

Sanırım ekşisözlük'te karşılaştım onunla, Pink Floyd hakkında yorumları okurken, veya en sevdiğim albüm Shine on You Crazy Diamond albümümün yorumlarına bakarken rastladım. Araştırmaya başladım, şöyle yazıyordu ilk gördüğüm yorumda: "Pink Floyd'a ruhunu verdikten sonra kazandığı parayı genellikle acid e yatırmayı alışkanlık edinip ruhu ve beynini beraber yitiren önceleri yüce sonraları mongol olan şahıs.. Saygı duydum her daim yaptığı işlere.. Umarım annenin kollarında mutlusundur. Şöhret yaramadı sana". Pink Floyd'un ruhunu onun oluşturduğunu söylüyorlardı, üstelik annesinin kollarına geri döndüğünü öğreniyordum. Daha da ilgimi çekti, daha çok araştırdım Syd'i... Gruptan atılmış/ayrılmış, uyuşturucu bağımlısı olmuş daha sonra da annesinin yanına geri dönmüştü. Nedense ben hep sorunlu kişileri sevmişimdir, Bukowski'nin de sevdiği gibi, Bukowski'yi de sevdiğim gibi. Bazı konserlerde gitarının akorunu bozup öyle çaldığı söylenir, The Pipers At The Gates of Dawn albümünde 11 şarkıdan 10'u ona aittir, bugün Pink Floyd'tan en çok dinlediğim şarkılar Syd Barrett döneminden veya onun için yazılmış şarkılardır. (bknz: wish you were here, shine on you crazy diamond). Kendi yaptığı albümleri indirip, ilk kez dinlediğimde ağzım açık kaldı, o sözleri ondan başka biri yazamazdı çünkü, arkada basit bir gitar sesi, sözler bir o kadar basit ama şarkılar da bir o kadar güzeldi. Sigara üstüne sigara yaktıran şarkılardı hepsi. Hala da öyle. Bugün hala bir Terrapin, bir Long Gone, bir Dominoes, bir Wouldn't You Miss Me, bir Opel şarkısını dinlerken hala kendimden geçiyorum, üzülüyorum Syd, kendini düşünüp bir kenara çekildiğin için, bizden uzaklaştığın için sövüyorum sana Syd ama senin böyle mutlu olduğunu, senin tercihinin bu olduğunu düşününce de seviniyorum senin adına... Zaten senin gibiler hep kaybediyorlar Syd, "onlar" öyle diyor çünkü, kaybettiğini söylüyorlar, ama onlar senin gibi göremiyorlar hayatı Syd. Bunu zaten sen de biliyorsun...

Wikipedia'dan Syd Barrett

Pink Floyd Yılları

1964'te grup arkadaşlarıyla beraber Pink Floyd'u kurdu. Syd Barrett grubun adını Pink Anderson ve Floyd Council adlı iki blues müzisyeninden etkilenerek koymuştu. Syd Barrett kendine has slide tekniği ve kaydedilen seslere verdiği efektler, konser sırasında arkada gösterilen yeni renk oyunlarıyla psychedelic müzik kavramını yaratmıştı. Grubun tanınmasını sağlayan single'lar Arnold Layne ve See Emily Play Barrett imzalı eserlerdi. Pink Floyd'un ilk albümü olan The Piper At The Gates Of Dawn'nın bir şarkı dışında hepsini bestelemiş, çıkan singleların çoğunu yazmış ve ikinci albümde de bir şarkı bestelemiş ve bir şarkıda gitar çalmıştır. Şarkı sözlerinde uyuşturucunun etkisinden dolayı hayali şeylerden bahsetmiştir. Astronomy Domine'de gökyüzündeki gezengenlerden bahsederken Chapter 24'te mistik öğeler ve büyülerden bahsetmiş. Syd'in çocuksu yüzü sevgilisine bisikletini ödünç vermekten bahsettiği Bike, kedisi Lucifer Sam, cüceler ve korkuluklar hakkında yazdığı şarkılarda ortaya çıkmıştı. Uyuşturucu etkisinde yazdığı şarkılara baktığımızda ise ilk versiyonu dakikalarca aynı melodi üstüne kurulu Interstellar Overdrive, bir konserden sonra gördüğü hayali bir kız hakkındaki See Emily Play ve uyuşturucu sarmayı anlattığı için yasaklanan Candy And A Current Bun'ü görürüz.
A Saucerful Of Secrets`ta 2 şarkıda grupla çalan Syd konserlerde sadece tek akora basarak bütün konser devam etmesi gibi birçok sorun yüzünden önce şarkı sözü yazarı olarak anlaşma yapar ancak daha sonra gruptan tamamen ayrılır.

Solo Yıllar

1970 başında The Madcap Laughs adlı ilk solo albümünü çıkarır. David Gilmour ve Roger Waters bu albümde prodüktör olmuştur. Solo albümdeki şarkılar ise Pink Floyd'dakilerden farklı sadece gitarı ile yapılmış sade bestelerdi. Syd kayıtlarda zorluk çekmişti ve bazı şarkılarda yaptığı hataları düzeltmeden albümü yayınladılar. Bu albümden sonra Barrett sadece bir solo konsere çıktı. O konserde de üçüncü şarkıdan sonra sahneden inmiştir ve bu onun son solo konseri olmuştur.
Aynı senenin sonunda Barrett adlı albümünü çıkarmıştır. Bu sefer de prodüktörler David Gilmour ve Richard Wright`dı.David Gilmour tarafından bu albümün kayıtlarını yapmak bir faciaya benzetilir çünkü Syd ile çalışmak hiç de basit değildir. Bu albümden sonra ise Syd Barrett üçüncü solo albüm için planlar yapmış ama böyle bir albüm asla olmamıştır. 1972'de Syd Barret müziği geri döner ve Stars adını verdiği bir grup kurar. Fakat bu grup da verdiği 3 konserden sonra Syd Barrett tarafından dağıtılır. 1974'te tekrardan müzisyen arkadaşlarının yardımıyla stüdyoya giren Barrett sözleri yazılmamış bir kaç deneme şarkısından sonra devam etmek istemez bu kayıtlardan sadece "If you go,don't be slow" yayınlanabilir niteliktedir ama oda yayınlanmaz ve Syd Barrett o gün müziği bırakır.

Pink Floyd'da Syd Barrett Etkileri

1975 yılında Pink Floyd, Wish You Were Here albümünü kaydederken Shine On You Crazy Diamond (ki birinci üçüncü ve beinci kelimelerinin baş harfleri SYD olmaktadır) ve Wish You Were Here şarkılarını Syd Barrett için bestelemişlerdir. Shine On..'un kayıtlarında Syd, kaşları dahil vücudundaki bütün kılları kesmiş ve kilo almış bir halde stüdyoya gelip gitar kayıtlarını ne zaman yapacağını sormuştur. Onu gören grup üyeleri ise ağlamışlardır. David Gilmour o kişinin hala Syd olduğuna inanmak istemese de Roger Waters onun Syd olduğundan emindir. Ona yazdıkları Wish You Were Here'i ona çaldıklarında ise Syd Barrett şarkıyı çok eski moda bulmuştur. Oradan ayrılan Syd Barrett ile grup üyeleri bir daha hiç buluşmamışlardır. Grup ayrıca Dark Side Of The Moon albümündeki deliliği anlatan Brain Damage şarkısını Syd'den esinlenerek yazmış ve Roger Waters, 1982 tarihli Pink Floyd: The Wall filminin baş kahramı Pink'i yaratırken eski arkadaşı Syd'i düşünerek yaratmıştır.

Müzik Sonrası Yaşam

Stüdyoda yaşanan bu olaydan sonra Syd Barrett evinde inzivaya çekilmiş ve kendini kaybettirmiştir. Artık Syd adının yerine orijinal adı Roger'ı kullanmaya başlamıştır. Daha eskiden resim eğitimi almış ve resim yapmakta olan Barrett, müzikten sonra da kendini resim yapmaya adamıştır. Yıllar sonra David Gilmour bir doğum günü partisine Syd'i çağırmak için davetiye yollamış ancak Syd'in ablası tarafından iyi dilekler almıştır.
1988'de Barrett'in üçüncü albümü Opel piyasaya sürüldü. Bu albümde Syd'in yayınlanmamış şarkıları ve ilk iki albümdeki şarkıların değişik versiyonları bulunmaktaydı. 1993'te bu üç albüm Crazy Diamond box set'i olarak piyasaya sürülmüştür. Daha sonra 2001'de Wouldn't You Miss Me adlı best of'u yayınlanmamış iki şarkı ile beraber piyasaya sürülmüştür. 2003'te ise kendisini ve Pink Floyd'un ilk yıllarını konu alan The Pink Floyd and Syd Barrett Story adlı DVD yayınlanmıştır.
Artık sağlığı iyice bozulan Syd Barrett, Cambridge'deki evinde inziva hayatı sürdürüyordu ve resim yapmaya devam ediyordu. 7 Temmuz 2006 günü 60 yaşında iken, Cambridge'deki evinde pankreas kanseri sonucu hayatını kaybetti.

Single'lar
1969 - Octopus / Golden Hair

Albümler
1970 - The Madcap Laughs
1970 - Barrett

Toplamalar
1974 - Syd Barrett
1987 - Syd Barrett: The Peel Sessions
1988 - Opel
1992 - Octopus - Best Of Syd Barrett
1993 - Crazy Diamond
2001 - The Best of Syd Barrett: Wouldn't You Miss Me?
2004 - The Radio One Sessions

Pink Floyd ile

Single'lar
1967 - Arnold Layne / Candy and a Currant Bun
1967 - See Emily Play / The Scarecrow
1967 - Apples and Oranges / Paintbox

Albümler
1967 - The Piper at the Gates of Dawn
1968 - A Saucerful of Secrets

Toplamalar
1971 - Relics
1973 - A Nice Pair
1974 - Masters of Rock
1984 - Works
1992 - Shine On
1995 - London '66-'67
2001 - Echoes: The Best of Pink Floyd

DVD
1966 - Syd's First Trip
1968 - Tonite Let's All Make Love in London
2003 - The Pink Floyd and Syd Barrett Story

Comments (0)

Yorum Gönder