Trainspotting

Posted by Birileri Beni Sustursun | Posted in | Posted on 12:45


Ntvmsnbc.com sitesinde şöyle bir haber gördüm : "İncil'den çok satmayı hak ediyor." Açtığımda ise bunu hak edenin Trainspotting adlı kitap olduğunu gördüm. Gördüm ama şaşırmadım. Okuyanlar anlar neden şaşırmadığımı veya filmini izleyenler de anlayabilir, ama okumayanlar anlayamaz, aslında "okumayanlar" hiç bir şeyi anlamazlar ama o başka bir konu. Bu haberin sebebi ise yepyeni çevirisi ve özel baskısı ile tekrar piyasaya sürülmesi.

Peki Trainspotting nasıl bir kitap ? İnternet sitelerinde ve kitabın kapağında yazılanlara göre şöyle :

Dibe vurmaktan çekinmeyenlerin öyküsü

Bugüne değin yazılmış en iyi kitap! İncil’den çok satmayı hak ediyor.(Rebel, Inc.)

Yaşamlarını, kariyerleri ya da ilişkileriyle anlamlandırmaya çalışanlara inat, bambaşka bir şeylerin üzerine şeytan arabalarıyla tam gaz gidenlerin çarpıcı, unutulmaz, kafası güzel ve hazmı zor hikâyesi Trainspotting.

Yani bu kitapta halkın sıradan kesimin deyişle, kaybedenler var, uyuşturucu var, seks var, hap var. Yani sıradan hiç bir şey yok. Büyük satış beklentileri olmaksızın yayınlanmış ama kısa sürede çok satanlar listesine girdi, kısa sürede kültleşti, eleştirmenlerden tam not aldı ve en önemlisi, en güzeli, prestijli edebiyat ödülü Booker jürisinin bazı mensuplarını rencide ettiği gerekçesiyle adaylar listesinden çıkartıldı. Ki nerede rencide olan mensuplar varsa orada bir hayır vardır. Sahi söylüyorum. Herhangi bir şey, bir film, bir kitap, bir neden ile adaylar listesinden çıkartılsın orada bir gerçek, orada bir mükemmeliyet vardır.

Kitaptan bir kaç alıntı :

'Hayat sıkıcı ve anlamsız. Büyük umutlarla başlıyoruz, sonra çuvallıyoruz. Hepimiz bir gün büyük sorulara cevap bulamadan öleceğimizi keşfederiz. Hayatımızın gerçeğini farklı biçimlerde yorumlayacak dolambaçlı düşünceler geliştiririz, bedenimizle büyük şeylere, gerçek şeylere dair kayda değer bir bilgiye uzanmaksızın. Aslında, kısa ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir hayat yaşar, sonra da ölürüz. Kendimizi her şeyin tamamen anlamdan yoksun olmadığına inandırmak için hayatlarımızı bokla doldururuz; kariyerle, ilişkiyle falan...


…" Bizi seç. Hayatı seç… Çamaşır makinesi seç, araba seç, bir kanepeye oturup ağzına berbat şeyler tıkıştırarak beyin uyuşturucu ve ruh çökertici aptal televizyon programları seyretmeyi seç. Bir huzur evinde üzerine sıçıp işeyerek çürümeyi, bencil ve kafayı yemiş çocukların için bir utanç kaynağı olmayı seç. Hayatı seç.

İyi de, ben hayatı seçmemeyi seçiyorum"

Comments (0)

Yorum Gönder