Woody Allen'dan Ufo Korkusu Üzerine Bir Yazı

Posted by Birileri Beni Sustursun | Posted in | Posted on 06:10



Araştırmacılar, Ufo görme olgusunun milattan önceye dayandığını söylemektedirler. Sözgelişi, Tora Vayikra'da şöyle bir pasaj vardır: "Ve Asur ordularının tepesinde büyük ve gümüşi bir top belirdi ve Babil'in tümünden ağıtlar ve diş gıcırtıları yükseldi; ta ki Peygamber kalabalığa, akıllı olun, kendinize çeki düzen verin diyene kadar."

Acaba bu olay, yıllar sonra Permanides'in anlattıklarıyla bağlantılı olabilir mi: "Gökyüzünde ansızın üç turuncu cisim belirdi ve Atina'nın göbeğinde bir tur attı, hahamların üzerinde dolanıp durdu ve bazı bilge filozoflarımızın fellik fellik havlu aramasına yol açtı." Peki, bu üç turuncu cisim, yakın zamanda ortaya çıkan ve on ikinci yüzyıla ait olduğu belirlenen bir Sakson kilisesi elyazmasında anılan şey olabilir mi: "Gobeeni hoplata hoplata guldü, sonra bir bahtıh ki, lan lan goşun gırmızı bir şey dolaşıyür lan depemizde. Herkese teşekkür ederim efendim."

Bu olay, ortaçağın din adamları tarafından kıyamet alameti olarak değerlendirildiyse de, pazartesi güneş doğduğunda ve işe gitmek gerektiğinde, büyük hayal kırıklığına yol açmıştır.

Son ve en inandırıcı fenomen, 1822 yılında Goethe tarafından yaşanmıştır: "Leipzig Huzursuzluk Festivali'nden eve geçiyordum ki, başımı kaldırıp göğe baktığımda, güneye doğru bir kaç kızıl ateş topu gördüm. Olmayacak bir hızla alçaldılar ve beni kovalamaya başladılar. Haykırarak bir dâhi olduğumu, bu yüzden çok hızlı koşamayacağımı söyledim ama sözcüklerim boşa gitti. Öfkelenerek gizli hakaretlerde bulundum, bunun üzerine korkup kaçtılar. Bu olayı, sağır olduğunu o zamanlar henüz fark etmediğim Beethoven'e anlatmıştım; o da gülümsemiş ve başını sallayarak; 'Anlıyorum,' demişti."

Bu olaylara benzer olaylardan biri de, Sir Chester Ramsbottom'ın Shropshire'da 5 Haziran 1961 günü yaşadıklarıdır: "Sabaha karşı ikide yolda arabayla ilerliyordum. Arabamı takip eden puro biçimli bir nesne gördüm. Ne yöne gidersem gideyim peşimden ayrılmadı ve dik açılarla dönerek beni takip etti. Yakıcı bir kızıllıktaydı ve arabamı hızla kullanmama, virajlar almama rağmen peşimden uzaklaşmadı. Telaşlandım ve ter dökmeye başladım. Dehşetle haykırdım ve sonrasında bayıldım sanıyorum; ama mucizevi bir şekilde burnum bile kanamamış olarak hastanede açtım gözlerimi." Araştırmanın ardından uzmanlar, "puro biçimli nesnenin" Sir Chester'ın burnu olduğunu belirlediler. Yüzünün bir parçası olduğu için tüm çabalarına rağmen ondan kurtulamamıştı.

Açıklanan bir diğer olay, 1972 yılı Nisan ayının sonlarında, Andrews Hava Kuvvetleri Üssü'nde görev yapmakta olan Tümgeneral Curtis Memling'in başından geçmiştir: "Bir gece bir tarlada yürürken gökyüzünde gümüş renkli, büyük bir daire gördüm. En çok on beş metre yüksekte uçuyor ve normal bir hava aracında mümkün olmayacak aerodinamik hareketler yapıyordu. Aniden hızlandı ve inanılmaz bir hızla gözden kayboldu."

Araştırmacılar, Tümgeneral Curtis Memling'in bu olayı anlatırken sürekli kıkırdamasından kuşkulandılar. Tümgeneral daha sonra, sinemada Dünyalar Savaşı adlı filmi yeni izlediğini ve "etkisinden kurtulamadığını" itiraf edecekti. İlginçtir ki, Tümgeneral Curtis Memling 1976'da bir UFO olayı daha bildirmiş, ancak bu sefer Sir Chester Ramsbottom'ın burnunu uçan daire sandığı ortaya çıkmıştır. Bu olay, Hava Kuvvetleri'nde şaşkınlık uyandırmakla kalmamış, Tümgeneral Memling'in tenzili rütbeye uğramasıyla sonuçlanmıştır.

Açıklanamayan olaylar :

1) Boston'da yaşayan bir adamın Mayıs 1969'da başından geçenler: "Sahilde karımla yürüyordum. Pek çekici bir kadın sayılmaz, hayli şişmandır. Hatta o sırada kendisini bir yük arabasına bindirmekle meşguldüm. Ansızın yukarı baktım ve büyük bir hızla alçalmakta olan beyaz bir uçan daire gördüm. Paniğe kapılmış olmalıyım ki , arabanın ipini bıraktığım gibi kaçmaya başladım. Daire tam tepemden geçtiği sırada acayip, metalik bir sesin bana, "Telesekreteri dinle!" dediğini duydum. Eve döner dönmez telesekreteri açtığımda, kardeşim Ralph'ın taşındığını ve adına gelecek tüm mektupları Neptün'e göndermemi istediğini öğrendim. Bir daha kendisinden haber alınamadı. Karım bu olayın ardından ciddi bir sinir krizi geçirdi. Artık elinde kukla olmadan iletişim kuramıyor."

2) Georgia'nın Athens kentinde yaşayan I.M.Axelbank'ın Şubat 1971'de başında geçenler: "Deneyimli bir pilot olarak özel uçağımı New Mexico'dan Texas'ın Amarillo kentine, dini görüşlerine pek katılmadığım bir grubu bombalamak üzere uçuyordum. O sırada yanımda bir cismin uçmakta olduğunu gördüm. Önce başka bir uçak sandım ama bana doğru yeşil bir ışık huzmesi göndererek dört saniye içinde 3100 metre irtifa kaybetmeme neden oldu. Peruğum başımdan hızla fırlayarak uçağın tepesinde yarım metrelik bir delik açtı. Telsizle hemen yardım çağırdım ama tek duyabildiğim, radyodaki 'Mr.Anthonyé programının tekrar bölümlerinden biriydi. UFO, uçağıma tekrar yaklaştı, ardından baş döndürücü bir hızla uçup gitti. Bu olaylar üzerine tüm yön duygumu yitirdim ve otoyola acil iniş yapmak zorunda kaldım. Yoluma uçakla devam ediyordum ki, gişelerden kaçayım derken uçağın kanatlarını kırdım."

3) 1975 ağustosunda, Long Island'ın Montauk Point yöresinde meydana gelen bir olay: "Yazlık evimde yatıyordum. Buzdolabında, hakkım olan bir parça kızarmış tavuk bulunmasından ötürü uyku tutmamıştı. Karım dalana kadar bekledikten sonra parmak ucunda mutfağa yürüdüm. Saate baktığımı hatırlıyorum. Tam 4:15'ti. Kesinlikle eminim çünkü mutfak saatimiz 21 yıldan beri çalışmıyor ve tam bu saatte doğruyu gösteriyor. O sırada köpeğimiz Judas'ın da tuhaflaştığını fark ettim. Arka ayakları üstüne kalkmış, günün popüler şarkılarından birini söylüyordu. Mutfak aniden turuncuya kesti. Karımın gece buzdolabına dadandığımı fark edip evi ateşe verdiğini düşündüm. Derken pencereden bakınca, ağaçların hemen üzerinde devasa, puro şeklinde bir hava aracının durduğunu ve turuncu bir ışıltı yaydığını gördüm. Dumura uğramış vaziyette birkaç saat dikildiğimi sanıyorum, ama kendime geldiğimde saat hâlâ 4:15'i gösterdiği için, pek emin değilim. Sonunda araçtan büyük ve mekanik bir kol uzandı ve elimdeki iki parça tavuğu kapıp geri çekildi. Ardından araç yükseldi ve muazzam bir hızla gözden kayboldu. Olayı Hava Kuvvetleri'ne bildirdiğimde, bir kuş sürüsü görmüş olduğumu öne sürdüler. İtiraz ettiğimdeyse, Albay Quincy Bascomb, Hava Kuvvetleri'nin bana iki parça kızarmış tavuğumu iade edeceğine yönelik söz verdi. Bugüne kadar sadece bir parça gönderildi oysa."

4) Ocak 1977'de Louisiana'daki iki fabrika işçisinin başına gelenler: "Roy ile bataklıkta kedibalığı avındaydık. Bataklığı severim, Roy da sever. İçmiyorduk ama yanımızda bir galon metil klorür vardı; bunu ya bir dilim limon, ya da küçük bir soğan eşliğinde tüketmeyi severdik. Gece yarısına doğru başımızı kaldırdığımızda parlak sarı bir kürenin bataklığa doğru alçalmakta olduğunu gördük. Roy önce bunu balıkçıl sanıp bir kurşun sıktı, ama ben dedim ki, Roy dedim, o balıkçıl değil, dedim, çünkü gagası yok, dedim. Mesela Roy'un oğlu Gus'ın gagası var, çocuk kendini balıkçıl sanıyor. Neyse, derken bir kapı açıldı ve bir kaç yaratık dışarı çıktı. Dişleri ve kısa saçları olan pilli radyolara benziyorlardı. Bacakları da vardı ama ayak parmakları yerine tekerlekler görünüyordu. Yaklaşmamı işaret ettiler, yaklaştığımda ise sırıtmama ve sarsakça davranmama yol açan bir sıvı zerk ettiler. Birbirleriyle tuhaf bir dilde konuştular. Çıkardıklar sesler, arabayla geri geri giderken şişman bir kişi ezdiğinizde çıkan sese benziyordu. Beni hava aracına aldılar ve baştan aşağıya inceleyip check-up yaptılar. İki yıldır sağlık taramasından geçmediğim için ses çıkarmadım. Bu zaman zarfında dilimizi çok iyi öğrenmişlerdi, ama "yadırgamak" yerine "yadsımak" demek gibi basit hatalar yapıyorlardı. Başka bir galaksiden bize barış içinde yaşamayı telkin etmeye geldiklerini, sözlerini dinlemezsek silahlarını kapıp doğacak ilk erkek çocukları PVC kaplayacaklarını bildirdiler. Kan testimin sonuçlarını bir iki gün içinde alacağımı, onlardan ses çıkmazsa Clair ile evlenebileceğimi belirttiler."

Comments (0)

Yorum Gönder